Diyanet İşleri Başkanlığı, bayanların giysilerine yönelik tartışmaya cuma hutbesiyle kurumsal olarak katıldı.
İmam Halil Konakcı’nın “Sokaklar kasap dükkânı üzere. Et görmekten içimiz dışımıza çıkıyor” kelamlarıyla bayanların giysilerine yönelik başlayan tartışma, Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Şurası üyesi İdris Bozkurt’un, “pantolonların daracık olduğu ve bayanların pantolon ile toplum içine çıkmasının tasvip edilmeyeceği” istikametindeki açıklaması ve Diyanet İşleri Lider Yardımcısı Burhan İşliyen’in “Sanki giyecek elbisesi yok, perişan. Niçin böylesiniz?” kelamlarıyla devam etmişti. Son olarak eski Diyanet İşleri Lider Yardımcısı Mehmet Görmez, “Sınırlara riayet edildiği surece makul bir biçim dayatmak, rahmeti ihlal etmektir” yansısını göstermişti.
Cumhuriyet, 12 Eylül’de bayanların giysilerine yönelik tartışmayı gündeme getirmişti.
Diyanet’in dün yayımlanan cuma hutbesinin başlığı, “Takva, haya ve tesettür” oldu. İnsanların mahrem yerlerini örtmesine yönelik ayetlere işaret edilen hutbede, “tesettürün sırf bayanı değil, hem erkeği hem bayanı ilgilendirdiği” vurgulanarak “Örtünmenin yalnızca bayanı ilgilendirdiğini ve başörtüsünden ibaret olduğunu zannetmek önemli bir yanılgıdır” denildi. Hutbede, “Tesettür küçümsenemez, prestijsiz bir tercih üzere gösterilemez. Zira tesettür Allah’ın isteğini kazanmanın bir vesilesidir. Tesettür, Allah ve resulünün gösterdiği istikamette yaşamaya dair kararlılığın dışa yansımasıdır” denilmesi de dikkat çekti.