CHP Ankara Vilayet Başkanlığı ile Ankara Vilayet Bayan Kolları, Ankara Sakarya Caddesi’nde Danıştay’ın İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili kararına reaksiyon gösterdi. CHP Ankara Bayan Kolları Lideri Ayfer Ayaz, “‘Tek adam’ tarifimiz bir defa daha tescillendi. Danıştay 10. Dairesi ‘Padişahım sen çok yaşa’ dedi. ‘Üç kez boş ol’ diyerek, memleketler arası bir mukaveleden çıkmak, öbür kontratlar için de tehlike oluşturmaktadır” dedi.
CHP Ankara Vilayet Başkanlığı ile Ankara Vilayet Bayan Kolları, Ankara Sakarya Caddesi’nde “İstanbul Mukavelesi yaşatır” sloganıyla ortak basın açıklaması yaptı. CHP Ankara Vilayet Başkanlığı ve Vilayet Bayan Kolları, Danıştay’ın 10. Dairesi’nin İstanbul Sözleşmesi’nin feshine ait Cumhurbaşkanı Kararı’nın iptal talebini reddetmesine “İstanbul Sözleşmesi’nden Vazgeçmeyeceğiz” diyerek reaksiyon gösterdi.
Ortak açıklamayı yapan CHP Ankara Bayan Kolları Lideri Ayfer Ayaz, şunları söyledi:
“Danıştay 10. Dairesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesine ait kararının iptali talebini reddetti. İptal isteminin reddinde 5 kişilik mahkeme heyetinden 3’ü onay, 2’si ret verdi. Onaylayanlar ortasında mahkemenin tek bayan üyesi olan ve AKP periyodunda İBB’nin 1. Hukuk Müşaviri iken Danıştay’a atanan Lütfiye Akbulut da var. Anlaşılan Akbulut, bu atamanın hakkını vermiş oldu. Kararın münasebetinde, milletlerarası mutabakatların feshedilmesi, sona erdirilmesi ve mutabakatlardan çekilme kararlarının Cumhurbaşkanının ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin Devlet Başkanı’ sıfatıyla temsil yetkisi içerisinde olduğu yer alıyor. Bunun desteği olarak da ‘9 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 3. unsuru ile bir milletlerarası antlaşmayı onaylama yahut sona erdirme konusunda Cumhurbaşkanına tam bir yetki tanınarak bu süreçler Cumhurbaşkanının takdirine bırakılmıştır’ tabiri kaydediliyor. Yani ‘Tek adam’ tarifimiz bir kere daha tescillendi.
Yetkide ve metotta paralellik prensibi yok sayıldı. Danıştay 10. Dairesi ‘Padişahım sen çok yaşa’ dedi. Anayasa bir defa daha ayaklar altına alındı. Saray’ın iradesi Meclis’in iradesinin üzerinde tutuldu.
Bu karar, ‘Ben bayanların ömür hakkından vazgeçtim’ demektir. Bu karar, ‘Ben haklıların değil, güçlülerin hukukunu savunuyorum’ demektir. Yani bu karar, ‘Ben hukuk devleti değilim, Anayasa’dan vazgeçtim’ demektir. ‘Üç sefer boş ol’ diyerek, milletlerarası bir kontrattan çıkmak, başka kontratlar için de tehlike oluşturmaktadır. Biz Danıştay’ın İdari Dava Daireleri Genel Kurulu’na başvurarak, karara itiraz edeceğiz. İç hukuk tükendiği taktirde Anayasa Mahkemesi’ne başvuracağız. Hukuksal çabamızı sonuna kadar vereceğiz. Her şartta birinci seçimlerden sonra bayanların can simidi olan İstanbul Sözleşmesi’ni tekrar uygulamaya koyacağız. Az kaldı… O vakte katledilen ve şiddet gören tüm bayanların vebali tek adamın sorumluluğundadır.” (ANKA)