Dört yıl önce aramızdan ayrılan pek çok romanın yazarı Celil Oker, polisiye edebiyat denilince akla gelen ilk yazarlardan. Yazarın kitapları da yeni baskı yaparak tekrar okurlarla buluştu. Celil Oker’in oğlu Ali Oker; babası hakkında konuştu. Babasının yokluğunu, edebiyatına dair açıklamalar yaptı. İşte Ali Oker’in sorularımıza verdiği cevaplar… Babanız Celil Oker, yaklaşık 2 sene önce aramızdan ayrıldığından beri eserleri kitapçılarda bulunmuyordu. Altın Kitaplar kasım ayında bütün eserlerini yeniden bastı. Düşünceleriniz nedir? “Babamı kaybettiğimizden beri, gerçekten de son 2 senedir okuyuculardan çok güzel mektuplar aldım. Bir kısmı kitaplarını ne kadar sevdiğini anlatırken, büyük bir kısmı da polisiye romanları çok sevdiğini, Celil Oker’in dedektif karakteri Remzi Ünal polisiyelerinin ününü duyduklarını ama kitapları piyasada bulamadıklarından yakınıyorlardı. Bu durum da beni çok uzuyor kahrediyordu.
Celil Oker Oker, “Altın kitaplar Yayınevi, yeniden tasarladıkları kapaklarla birlikte Remzi Ünal polisiyelerinin tamamını yeniden bastı. Yeni baskılar, Polisiye Yazarları Birliği’nin (poyabir.com) kasım ayında Celil Oker’e Büyük Usta ödülü vermesine de denk geldi. Bunun üzerine şimdi okurlar bana aldıkları kitapların fotoğraflarını yolluyor artık. Yeni okurların babamla tanışması beni çok sevindiriyor, gururlandırıyor. Meslektaşlarının babamdan Büyük Usta diye bahsetmesi büyük bir gururdur.” Polisiye edebiyata olan ilgi giderek artıyor. Babanızın Türkiye’deki polisiye edebiyata olan katkıları nedir sizce? “Polisiye edebiyatın bazı okurlar tarafından küçük görüldüğü bilinen bir gerçek. Oysaki Türkiye’de polisiye edebiyatın bir geçmişi, tarihi bir önemi var. Bu konudaki en kapsamlı çalışma -bildiğim kadarıyla- Erol Üyepazarcı’nin Oğlak Yayıncılık’tan « Korkmayınız Mr. Sherlock Holmes – Türkiye’de Polisiye Romanının 125 Yıllık Öyküsü (1881-2006) isimli kitabıdır. Babam 1998 yılında Kaktüs Kahvesinin düzenlediği yarışmada « Çıplak Ceset romanıyla kazandığı ödülle, Türkiye’de geçen bir polisiye roman nasıl yazılabilir sorusuna cevap aradı. Bu tarihten 2019’a kadar da 10 tane « Remzi Ünal » polisiyesi kazandırdı Türkçe edebiyata.”
Ali Oker Babanızın yarattığı Remzi Ünal karakterinin ve romanlarının en temel özelliği sizce nedir ? Sizin en sevdiğiniz eseri hangisidir? Neden? “Benden önce yazar ve eleştirmen A. Ömer Türkeş’in 12 Kasım’da Hürriyet’te yayınlanan bir değerlendirmesi var. “Bana göre polisiye edebiyatımızın gelmiş geçmiş en başarılı dedektif tiplemesi 2019’da kaybettiğimiz Celil Oker’in Remzi Ünal’ıdır” diye başlıyor yazı. Onun ifadeleriyle “Yerli bir polisiye nasıl olmalı’ sorusunun yanıtını aramış ve her romanda cevaba biraz daha yaklaşmıştı. Tam da bu nedenle Celil Oker polisiyeleri kenti, toplumu, insanları, adaletsiz ve eşitsiz bir düzeni bütün gerçekliğiyle sergilerler”. Bir de bunu keyifli ironik bir bakış açısıyla yapar. Benim en beğendiğim romanı ‘Sen Ölürsün Ben Yaşarım’. Hem son romanı olduğu için ustalığının zirvesinde bir yapım, hem de kentsel dönüşüm denilen yağmayı anlattığı için, hem de Türkiye’de işçi olmak üzerine ve işçilerin sömürüsü üzerine inanılmaz gerçekçi bir roman.”
Celil Oker Oker, “Altın kitaplar Yayınevi, yeniden tasarladıkları kapaklarla birlikte Remzi Ünal polisiyelerinin tamamını yeniden bastı. Yeni baskılar, Polisiye Yazarları Birliği’nin (poyabir.com) kasım ayında Celil Oker’e Büyük Usta ödülü vermesine de denk geldi. Bunun üzerine şimdi okurlar bana aldıkları kitapların fotoğraflarını yolluyor artık. Yeni okurların babamla tanışması beni çok sevindiriyor, gururlandırıyor. Meslektaşlarının babamdan Büyük Usta diye bahsetmesi büyük bir gururdur.” Polisiye edebiyata olan ilgi giderek artıyor. Babanızın Türkiye’deki polisiye edebiyata olan katkıları nedir sizce? “Polisiye edebiyatın bazı okurlar tarafından küçük görüldüğü bilinen bir gerçek. Oysaki Türkiye’de polisiye edebiyatın bir geçmişi, tarihi bir önemi var. Bu konudaki en kapsamlı çalışma -bildiğim kadarıyla- Erol Üyepazarcı’nin Oğlak Yayıncılık’tan « Korkmayınız Mr. Sherlock Holmes – Türkiye’de Polisiye Romanının 125 Yıllık Öyküsü (1881-2006) isimli kitabıdır. Babam 1998 yılında Kaktüs Kahvesinin düzenlediği yarışmada « Çıplak Ceset romanıyla kazandığı ödülle, Türkiye’de geçen bir polisiye roman nasıl yazılabilir sorusuna cevap aradı. Bu tarihten 2019’a kadar da 10 tane « Remzi Ünal » polisiyesi kazandırdı Türkçe edebiyata.”
Ali Oker Babanızın yarattığı Remzi Ünal karakterinin ve romanlarının en temel özelliği sizce nedir ? Sizin en sevdiğiniz eseri hangisidir? Neden? “Benden önce yazar ve eleştirmen A. Ömer Türkeş’in 12 Kasım’da Hürriyet’te yayınlanan bir değerlendirmesi var. “Bana göre polisiye edebiyatımızın gelmiş geçmiş en başarılı dedektif tiplemesi 2019’da kaybettiğimiz Celil Oker’in Remzi Ünal’ıdır” diye başlıyor yazı. Onun ifadeleriyle “Yerli bir polisiye nasıl olmalı’ sorusunun yanıtını aramış ve her romanda cevaba biraz daha yaklaşmıştı. Tam da bu nedenle Celil Oker polisiyeleri kenti, toplumu, insanları, adaletsiz ve eşitsiz bir düzeni bütün gerçekliğiyle sergilerler”. Bir de bunu keyifli ironik bir bakış açısıyla yapar. Benim en beğendiğim romanı ‘Sen Ölürsün Ben Yaşarım’. Hem son romanı olduğu için ustalığının zirvesinde bir yapım, hem de kentsel dönüşüm denilen yağmayı anlattığı için, hem de Türkiye’de işçi olmak üzerine ve işçilerin sömürüsü üzerine inanılmaz gerçekçi bir roman.”